22 Mayıs 2010 Cumartesi

Dolaylı Hayvanın Doğumu

Miletoslu Thales (MÖ yak. 624-546), dünyayı sadece maddi bir varlık olarak görmüyordu, onu aynı zamanda ruh taşıyan canlı bir organizma olarak kabul ediyordu. Aristoteles’ten öğrendiğimize göre, Thales, dünyanın kozmik bir okyanusta bir tahta parçası gibi yüzdüğünü öne sürüyordu. İlk filozoflar için şeylerin tözü (physis) olduğu gibi kalıyordu; değişen sadece durumlarıydı. Bir şey hiçten doğmayacağı ve hiçe karışarak da yok olmayacığı düşünüldüğü için mantıksal olarak kendisi olduğu gibi kalırken diğer şeyleri meydana getiren bir veya birçok tözün mevcut olması gerektiğini düşünmüşlerdir. Aristoteles Thales’in suyu böyle bir töz olarak gördüğünü, bu nedenle dünyanın suda yüzdüğünü düşündüğünü söyler. Yani dünya, kendisinden yapıldığı maddenin içinde yüzüyordu. Bunda, canlıların varlıklarını sürdürmede nemin/suyun gerekliliği ve her canlının oluşmunda meni sıvısının veya amniyotik sıvının önemli konusundaki fikirlerin de bir etkisi olduğu söylenebilir. Thales, dünyayı ruh taşıyan bir şey, kendilerine ait ruhları olan süfli organizmaları içinde barındıran canlı bir üst organizma veya bir hayvan olarak görüyordu. Bu hayvan kozmik bir okyanusta yüzmekteydi. Doğanın bir organizma olarak görülmesi ondaki devinimi ve sürekli yenilenmeyi de açıklamanın bir yoluydu.