21 Mart 2010 Pazar

Hayatın Anlamı

"Eğer yaşam bir bütün olarak anlamsızsa bile, bunda üzülecek bir şey yoktur. Muhtemelen onu olduğu gibi kabul edebilir ve yaşamımızı önceden olduğu gibi aynı şekilde sürdürebiliriz.... Eğer yaşam gerçek değilse, yaşamın amacı yoksa ve yaşamın sonu nihayette kabir ise, belki kendimizi bu kadar ciddiye almak gülünçtür. Öte yandan, eğer kendimizi ciddiye almadan yapamıyorsak, belki de gülünç olmaya katlanmak zorundayız. Yaşam sadece anlamsız değil, ama saçma da olabilir." Kaynak: Thomas Nagel, Her Şey Ne Anlama Geliyor. Felsefeye Küçük Bir Giriş, çev. Hakan Gündoğdu, Paradigma, 2004, s. 70-71.

2 yorum:

  1. DOLAYLI HAYVAN <=> “BEN” Mustafa Ergeldi

    Yunus Emre’ye göre; aşk için nasıl “sen” gerekse , kendini bilmek için de okumak gerek. O zaman da gelsin kitaplar. Nasıl mı? Paran yoksa paylaşmayla, armağanla. Kimi zaman da ödünç alıp okumakla, kütüphanelerde “iare” deniyor buna. İş, bu yolculuğa çıkmakta…

    Eylül ayı kendine özgü serinliğini, aynı zamanda da derinliğini, bu kez bir kitapla yaşattı bana: Adı, Dolaylı Hayvan.* Kapakta, alt başlık olarak ; “Süfli ve Şerefli, Hayvani ve Erotik, Şeytani ve Deli” nitelemeleri bulunuyor. Ergun Kocabıyık yazarı. Dağ gibi… Din, mitoloji, felsefe, antropoloji, psikoloji, edebiyat kitaplarını devirererek değişik hayvanlıklarımızdan zengin bir sofra hazırlamış. İçinde bilim de var tasavvuf da. Doğu da var, batı da. Melez ama güzel tatlar…Mevlânâ’nın “konuşan hayvan” tanımlamasından başlayıp; nefs hayvanı, kötülük hayvanı, muvahhit hayvan, meczûp hayvan v.b. başlıklarla çok emek harcayarak yazılmış nefis denemeler. Kaynakça, dizin de doğruluyor gösterilen çabayı. Ne derler, hiçbir emek kaybolmaz, yeter ki çalış..

    Cioran’dan alınan bir epigrafla başlıyor kitap: ”Hayvanlar hedeflerine doğrudan giderken o, dolambaçlarda kaybeder kendini; tam anlamıyla dolaylı hayvan odur.” Bitişi de -son parağrafta- hayvan ile insan arasındaki iç içeliği güzelliyerek yapıyor yazar: “Hayvandan atadam gibi bir melez hayvana ve sonra da insan binicinin bineğine dönüşen Hayvan, İnsana yolculuğunda eşlik etmektedir. Yolcu yürüyüşünde yalnız değildir, gerek bineği olarak gerek ona yol gösteren hayvan veya peşinde koşulan av olarak hayvan hep insanın yanındadır.”

    Dik duruşa gelebilmek yani hominidden insana ulaşmak, bunun önemi, gökle yer arasındaki anlatılar, iyilikle kötülüğün varoluşumuzdaki yeri, şeytan, gölge varlık ilgimi çekti. Özellikle de Refik Algan’dan aldığı “Atın Kuyruğu” kısa metni, bir de bunu yorumlaması, has öyküye çakılmış bir selâm olarak mest etti beni. Yazım alıntılara boğulmasın diye salt duyurmakla yetiniyorum. Çok merak edenler zaten alırlar, okurlar kitabı.

    Ergun Kocabıyık kitapla ilgili bir söyleşisinde; insan ile hayvanın temel farkının, insanın dolaylılığı, hayvanın dolaysızlığı olduğunu belirtip hayvanın doğup, yaşayıp, öldüğünü, bunu değiştirmek için hiçbir şey yapamadığını, çünkü düşünme yetisinin olmadığını, oysa insanın bunları sorguladığını belirterek, “ İnsan doğrudan bir dünyada yaşamaz, simgelerle ördüğü ikinci bir dünyada yaşar. İnsan fiziksel bir evrimin ürünü olduğu kadar kültürel bir evrimin de ürünü. Dolaysız hayvan aynadaki yüzüne ya kayıtsızdır ya da boş boş bakar. Dolaylı hayvan ise aynadaki yüzünün kendi yüzü olduğunu fark eder ve bu yüzün girdabına kapılır. İnsan “Ben” diyebilen yegâne hayvandır. Bu ben kelimesi sihirli bir kelimedir. Bir kez keşfedildi mi insanı ölümsüz yapar. İnsanın kabul etmek istemediği şey, “Ben” diyenin öleceği gerçeğidir. Doğrudan hayvan “ölür”, dolaylı hayvan ise “ölmez”, ölüm kelimesini duymak dahi istemez” diyor. Arka kapakta da portre, otoportre denmiş yazılanlar için. İşte ‘ben’in ölümsüzlüğü…

    İçimizdeki sese yönelerek bilinç ile bilinçdışı arasında bir yerde duruyor, varoluyoruz. Bu dünyanın bir han, bizim de konuklar olduğumuzu unutmadan. Hem de hiçbir zaman… Marx, “İnsana dair hiçbir şey bana yabancı değildir” demiş. Yaşadıklarımdan, okuduklarımdan, insanın insana yaptıklarından yola çıkarak,”ben” de; ‘Söz konusu insansa, hiçbir şeye şaşırmam’ diyerek, damızlık hayvan gibi kullanıldığımı düşünüyor, içimdeki kötülük hayvanını gemlemeye çalışıyorum şu an!

    * Dolaylı Hayvan, Ergun Kocabıyık, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 397 s.
    ** www.dikiligenchaber.com

    YanıtlaSil
  2. Tanrının da tanrısı var ve ölüm ölmeyecek.
    Evet, negatif duygu yüklü birgün.

    YanıtlaSil