20 Ağustos 2012 Pazartesi

KURUCU ŞİDDET MİTİ -8: Eski Çin—Ölerek Yaratma


Çin mitolojisinde bir yumurtadan çıkan P’an-ku ilk mekânı açmakla kalmaz ona biçim de verir. On sekiz bin yıl boyunca rahatça hareket edebileceği genişliğe ulaşana kadar göğü itmiş, sonunda emeline ulaşmıştır. Artık dinlenebilecektir. Yere uzanıp uykuya dalar. Uykusunda ölür ve devasa gövdesi –ölümleriyle tabiatı besleyen bitki ve hayvanlar gibi– evrene biçim ve can verir. Saçı ve kaşları yıldız ve gezegenleri, sol gözü güneşi, sağ gözü ayı, eti toprağı, kanı okyanusu ve ırmakları vs. oluşturur. Bu ilk kozmogoni kurbanının başı, ayakucu, sağ ve sol kolları kare biçimindeki evrenin dört temel noktasıdır ve buralarda birer sütun gibi göğü tutan doğu, batı, kuzey ve güney dağları yükselir. Gövdesi ise beşinci ve merkezi noktadır.
Hindu imgeleminde de bin başlı, bin gözlü Puruşa, Pa’n-ku gibi dünyanın yaratılmasına sebep olan ilk kurbandır.
Onun ağzı Brahman oldu, kolları savaşçılar, bacakları Vaişyalar oldu, ayakları ise Şudralar. Ay onun aklından, güneş onun gözlerinden doğdu; İndra ve Agni ağzından, Vayu ise soluğundan türedi. Göbeğinden hava, kafasından gökyüzü meydana geldi. Ayaklarından dünya, kulağından yönler; dünyalara biçim verdiler. (Rigveda X, 9:12-14)

İnsan bedeninin ve organlarının diğer tüm mekânsal ayrışmaları özce bünyesinde barındırdığı inancının temelleri burada yatar. Dünya denilen ayrışmış mekân bu bütün gövdenin bölünmesinin, yani ilk kurbanın sonucu olarak görülür. Örneğin Puruşa her şeydir, olmuş ve olacak olan her şey (Rigveda, X, 9:2). Dünyanın parçaları onun bedeninin parçalarından başka bir şey değildir.

KURUCU ŞİDDET MİTİ-7: Öldürülen Kaos

Şu Toacu mit, Kaos’un, uygarlaştırıcı güçlerin "saldırısı", doğuma zorlayıcı müdahaleleri sonucu kozmoslaştırıldığını söyler bize:
Başlangıçta biri güneyde diğeri kuzeyde iki okyanus ve merkezde de bir kara parçası varmış. Güney okyanusunun efendisi Şu (Dikkatsiz), Kuzey okyanusunun efendisi Hu (Aceleci) ve merkezdeki kara parçasının efendisi Hwun-tun, yani Kaos imiş. Kaos burun delikleri olmadığı için nefes alamamakta, ağzı olmadığı için yemek yiyememekteymiş. Hu ve Şu onun için ne yapabileceklerini tartışmışlar ve sonunda her gün ona bir delik açmaya karar vermişler. Yedinci günün sonunda görmeye, işitmeye, nefes almaya ve yemek yemeye başlayan Kaos ölmüş.
Anlaşıldığı üzere Kaos’un ölmesi Kozmosu doğurmuştur. Bunu şöyle de anlayabiliriz, Kaos, kuzey ve güney, yani iki karşıt gücün, muhtemelen örtük bir biçimde eril ve dişil güçlerin kuşattığı bir okyanusta onlar tarafından biçimlendirilen bir cenin gibidir ve sonunda gelişimini tamamlar, sulardan çıkar ve nefes alan bir kara parçası, canlı bir tabiat olarak doğar. Başka bir açıdan ölerek/öldürülerek dünyayı meydana getiren tanrılara örnektir.