7 Temmuz 2012 Cumartesi

KURUCU AŞK MİTİ -11: Bir Yokmuş Bir Varmış


Evrendoğum anlatılarında, Başlangıçta varlığın yokluktan çıktığı anlatılmaya çalışılsa da, aslında bir yokluğun tasavvur edilemediği, yokluk kavramını ortaya atmakla yine de varlıksız bir başlangıca ulaşılamadığını görüyoruz. Çünkü hiçbir felsefi ve mitsel anlatı bize yokluktan nasıl olup da varlığın doğduğunu anlatamaz, önünde sonunda varlığın bir şekilde yokluk perdesinin arkasında beklediği noktasına gelinir. Mutlak bir yokluk tasarlamakta zorlanıyoruz. Yokluk varlığın çekim gücünden hiçbir zaman kopamamaktadır.

Bir şeyin var olduğunu da var olmadığını da ifade etmek için ‘var olmak’ fiilini kullanırız; varlık ilk fiildir ve her şeyin fiili olarak onlara içkindir. Örneğin bütün örtük ya da açık ‘-dır’lar, ‘-dur’lar ve Türkçe’deki tüm versiyonları, yani olumlamalar fiil olarak varlığı gösterir. Ama bütün değillemeler, olumsuzlamalar, inkârlar da varlık fiilini kullanmaktan vaz geçemez. "Varlık yok-tur" dediğimizde bile yokluğun var olan bir şey olduğunu söylüyoruz. Yokluk, varlık üzerinden tanımladığımız bir şeydir. ‘Yokluk yok olan-dır’ dediğimizde, aslında ‘yokluk var-dır’ demekteyiz.

Varlığın girdabı, cazibesi, çekim gücü, aşkı, arzusu öylesine güçlüdür ki, yokluk bile ondan kaçamaz. Bu nedenle varlığın, arzunun, aşkın mevcut olmadığı bir başlangıç dilsel olarak ifade edilebilir değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder