7 Temmuz 2012 Cumartesi

KURUCU AŞK MİTİ -2: Büyük Patlama


Bilindiği gibi Büyük Patlama fikri, Edwin Hubble’ın, galaksilerin birbirlerinden uzaklaştıkları iddiasını ortaya atmasıyla doğdu. Galaksiler birbirlerinden uzaklaşıyorsa evren de genişliyor demekti. Öyleyse evren başlangıçta daha küçük, hatta en başında çok çok küçük olmalıydı.

Büyük Patlama kuramcılarına göre, başlangıçta hiçbir şey yoktu: Ne zaman, ne de mekân. Her yer karanlıktı. Derken ışık doğdu. Bir anda küçük bir ışık zerresi belirdi. İşte bu, zamanın akmaya, mekânın açılmaya başladığı andı. Bu zerre, sonsuz bir sıcaklığa sahipti. Bu küçücük ateş topu, içinde bütün uzayı barındırıyordu. Büyük Patlamanın bu ilk saniyelerinde bugünkü evrenimizin bütün enerjisi tek bir atomdan bile küçük bir alandaydı.
Büyük Patlama kuramcılarına göre sonsuz büyüklükteki evrenimiz 10 ila 15 milyar yıl önce, deyim yerindeyse sonsuz küçüklükteki bir evrenden, onun patlamasıyla meydana gelmiştir. İnsanın hikâyesi de aslında evreninkiyle birlikte bu yaratıcı patlamayla başlar. Zira kemiklerimizdeki kalsiyumun, kanımızdaki demir atomlarının kökeni vücudumuzu oluşturan diğer atomlarınınkiyle birlikte Büyük Patlama anıyla ilişkilidir. Şöyle ki; bugünkü evrenimizin atası olan minik ateş topu ışık hızından daha hızlı bir şekilde büyümeye başladı. Evren genişledikçe soğudu. Bu aşamada radyasyon ve atomaltı parçacıklar dışında hiçbir şey yoktu. Başka bir deyişle henüz madde yoktu, yalnızca saf enerji vardı. Bu saf enerji madde parçacıklarına dönüştü. Bu atomaltı madde parçacıkları evrenin giderek soğumasıyla ilk atomları ve böylece de ilk elementleri oluşturmaya başladılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder